Sevgili Okuyucularım;
Korona virüs Hastalığının yükselme trendi düşüyor verilere göre. Temel ihtiyaçları sağlayan sektörler ve tüm sektörlerde çalışmaya başlayacak. Bar Pavyon ve Nargile yerleri hariç.
0-18 ve 65 yaş üstü yine kontrole takıldı.
Bu geçmiş süreçte neler mi oldu; Korona virüs salgınına yanıt olarak insanlar evlerine kilitlendi.
Yaşam, özgürlük ve ekonomi ülke insanına çok pahalıya mal oldu.
Devletin uyguladığı kilitleme politikasını kararlı biçimde yöntem olarak yanlışlığı uygulanması eleştirilerin odağına oturmuş oldu.
Sosyal ağlar hiç susmadı,
Sosyal ağlar kısa bir sürede insanların beynini yönlendirmeye başladı.
Yaratılan korku ve endişe ile gerçek veriler gözden kaçtı.
Neticede insanlar sosyal ağların yarattığı tüm malzeme karşısında korkunç bir veriye kapılarak kendi kendilerini evhamlı yaşama sürüklemeye başladılar.
Biraz da bireylerin niyetleri belirli bir davranışı temel hareketleri yarattı.
Korona virüs Dünyada kartopu etkisi olarak büyümeye başlayınca kısıtlamaların ana sebepleri net anlaşılmaya başladı.
Dünya genelinde ABD’de Başkan D.Trump, Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro, İsveç Başbakanı Stefan Löfven, Covid-19 Corona virisü “Küçük bir grip” vakası olarak ciddiye almadılar.
Ancak vakadaki sayılara ve verilere bakmayı önemseyenler yaşadıklarının grip salgını olmadığını anladılar.
Etkin algıya göre korona virüse bağlı ölümleri gösteren sayılar uydurmasyon veri olarak nitelendiriliyordu. Çoğu insan korona virüsten ölmüyor denilmekteydi.
Ölümlerin bildirimleri rakamsallıkta, sadece etiket değiştirilerek, Hasta metastatik kanserden, lösemiden, kardiyovasküler hastalıktan ya da demanstan öldüyse,
65 yaş üstü ömür yetmezliği, Ölüm nedeni koronavirüs olarak etiketleniyor deniliyordu.
Verilerdeki enfekte olmuş kişilerin sayısı da sahtedir algısı yaygınlaşıyordu, çünkü sonuçlar testlerin sayısına bağlanıyor. Ne kadar çok test yapılırsa, o kadar çok enfekte insan sayısı gösteriliyor deniliyordu.
Gelişmekte olan ülkelerde birçok kişi açlıktan,
Gelişmiş ülkelerde birçoğu da işsizlikten ölecektir. Medya ve TV Kanallarında sözüm ona çokbilmişler anlatıyorlardı.
İNSANLARIN Yüreklerine ve beyinlerine korona virüsten daha fazla insanın öleceği algısı yerleştiriliyordu.
İnsanların beyinleri yıkanmıştır, korkuyorlar, iktidarlar bu olayı lehlerine çevirmeye çalışıyorlar denilmekteydi.
Bilim insanları, dünya domuz gribinden etkilendiğinde;
“İnsanları kilitlemenin enfekte olmuş insanların sayısını değiştirmeyeceğini,
ancak Enfeksiyon oranını değiştirebileceğini vurgulamıştı.”
“Enfeksiyon oranını değiştirmek ya da eğriyi düzleştirmek ise hastanelerin çöküşünü engelleme gayretidir, denilmişti!” “ Şükürler yeni Hastaneler açılıyor.”
Yani kilitlenmeler insanların güvenliği üzerinde olumlu bir etki yapmamıştır! Denildi.
Merak edilen diğer konu, Bataklık savaşının sürdüğü Orta Doğu’da virüs gerçekten çalışmadı. Orada genç bir nufus ve farklı bir iklim bulunması mı etkendi!
Benzer merak konusu ise, Avrupa’da 50 derece ve ABD’nin kuzeydoğusunda 50 derece enleminde virüs daha canlıdır.
Komşumuz İtalya dünyadaki en yaşlı nüfusa sahiptir. İtalyanlar Sicilya geleneği ile yoğun sigara içerler ve sosyal insanlardır, bırak dostlarını Mafyalık gereği öldürecekleri insanlarla dahi sarılıp öpüşürler!
Geçmişine bakıldığında 2017 Yılında 25 bin İtalyan Grip komplikasyonların dan öldü.
Bugün ise Korona virüsten yaklaşık 30.000 kişi öldü…
Bu ikisi karşılaştırıldığında rakamlar bir ülkenin vurdumduymazlığını, umursamazlığını ve tedbirsizliğini ortaya koymaktadır. Bir geleneksel yaşam için bir ülke mahvedilemez diye biliriz.
Önceki iki yazımda dikkatinizi çekmeye çalıştığım mevzu;
Allah’ın Peygamberi Süleyman (A.S.) zamanında varlığı mevcut olan, Kuran da yaratılanlar için ceza-î hastalıkları uygulamakla görevli, Cenab-ı Hak tarafından yaratılan “RÎH-Ü AHMER DÂÜ EKBER’i anlatmıştım. Vakalar aynımı ne dersiniz.
1950’lerde Asya gribi,
1960’larda Hong Kong gribi yaşandı. Bunlar bu salgın hastalıktan daha kötüydü.
2009 Yılında korona virüs ile tamamen aynı domuz gribi vardı.
Kuş Gribini unutmamak gerekir. Kendimiz beslediğimiz Tavukların bırakın etini, yumurtalarını yiyemez olduk. Yaşadık olayları tabi o arada malı götürenlerde oldu. Topladıkları Yumurtaları “Çırpma Yumurta diye ambalajlayarak Uluslararası uçuşlardaki uçak seyahatlerinde yolculara tavalarda ikram etmeye başladılar.” Eski Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan’ın oğlunun şirketi tarafından yapıldığı söyleniyordu.” Un akıtan Yumurta akıtan oldu diyorlardı.
Konuya döndüğümüzde o dönemlerde hiçbir aşı yoktu çok ürkütücüydü.
Tüm dünyaya yayıldı.
Milyonlarca insan enfekte oldu. Binlerce insan öldü.
Fakat kilitlenme yoktu, acıtıcı hiçbir önlem alınmadı.
Neden mi? insanların bu saçmalık saydıkları kitlenmeye ayıracak zamanları yoktu…
Covid-19 Koronavirüs, herhangi bir grip virüsü gibi artık Batı Avrupa’ya veda ediyor. Normalleşmeler başlıyor, aynı şey Orta Doğu’da yaşanıyor. Çin’den bahsedilmiyor.
Rusya ve ABD’yi daha sonra konuşmak gerekiyor galiba.
Ama hiçbir şey insanların yaşamlarının işbu yıkımını haklı çıkaramaz. Bu inanılmaz olay
Deniliyor.
Olan yine 0-18 yaş ile 65 yaşa oluyor deniliyor.
Sevinelim, Bayram sonrası çifte bayram yaşıyoruz. Şeffaf erken tedbir alan bir Bakanımız ve az can kaybımız var.
Ekonomimizin durumunu yarınlarda göreceğiz galiba.
Sağlıklı yaşayın, Korona virüssüz Sağlıcakla kalın.