Sevgili okuyucularım;

Bölgemizden eksik olmayan “Tamtam” sesleri kısık ve cılızlaşmaya başladı. BIRLEŞMIŞ Milletler Güvenlik Konseyi Pazartesi günü Ukrayna sınırı yakınlarındaki Rus askerlerini artırmak ve Moskova’nın ülkeye yönelik tehditkar eylemlerini görüşmek üzere bir oturumu ABD’nin çağrısı üzerine gerçekleştiriyor.

Toplantı öncesi; ABD’nin BM daimi temsilcisi Linda Thomas Greenfield, Avrupa’daki mevcut belirsizleşen tutumun tehlikeli olduğunu açıkladı. Rusya’nın şu andaki, saldırgan, Ukrayna sınırında eylemsiz davranışının yarattığı risklerle ilgili acil müdahale önlemleri alınması çağrısında bulundu. Linda T. Greenfield, yaptığı açıklamada, ”Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tehditkar davranışı ve Rus birliklerinin Ukrayna sınırına ve Belarus’a yığılması üzerine” BMGK’yi 31 Ocak Pazartesi toplantıya çağırdıklarını açıklamıştı.

L.Thomas Greenfield, Rusya’nın “Avrupa’ya ve küresel barışın ve güvenliğine olan tehdit karşısında tansiyonu diplomasi yoluyla düşürmeye çalıştıklarını belirterek, BM Güvenlik Konseyi’nin diplomasi için çok önemli bir yeri olduğunu söylüyor.

Diğer taraftan, Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzia, güvenlik konseyi üyelerinin oturumun düzenlenmesi konusunu, “Megafon Diplomasisi” ve Rusya’nın içişlerine müdahale olarak nitelendiriyor.

Güvenlik Konseyinin, Avrupalı üyeleri de dahil olmak üzere Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesinin tamamı, Fransa, İrlanda, İngiltere ve Arnavutluk açıklama yaparak. Konsey kurallarına göre, Ukraynalı bir temsilciye de söz verilmesi talebinden yana olacakları belirtiliyorlar.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Pazar günü yaptığı açıklamada, Ukrayna’yı Rusya’nın işgali durumunda, NATO üyesi olmayan Ukrayna’yaya muharip asker gönderme planları olmadığını söylüyor.  BBC televizyonunda Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi halindeki sorusuna, Stoltenberg; şu sözlerle devam ediyor: “Ukrayna’ya NATO muharip askerleri konuşlandırma planımız yoktur. Desteklemeye odaklandık. ” NATO üyesi olmakla Ukrayna gibi güçlü ve çok değerli bir ortak olmak arasında fark vardır. Buna hiç şüphe yok.” Açıklaması yapıyor.

ABD Başkanı Joe Biden ve diğer Batılı liderler, Rusya’ya karşı  bir işgal durumunda hızlı ve sert ekonomik yaptırımlar uygulayacakları konusunda defalarca uyarı açıklamaları yapmışlardı.

Almanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali durumunda Kuzey Akım 2 boru hattının iptal edilebileceği konusunda uyarmıştı.

İngiltere ise, Rusya’nın Ukrayna’ya yapacağı herhangi bir müdahalenin hızla yaptırımlarla karşılaşacağını ve her iki taraf için de yıkıcı olacağını belirtmişti.

Ukrayna da neler oluyor derseniz!

Bütün bunlar sürer iken, Ukrayna’nın bazı gurupların iç protesto eylemleriyle karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Ukrayna İçişleri Bakanı Denis Monassky, yaptığı açıklamada, ” Yapılan Protesto Planları, 5.000 kadar işçiyle protesto düzenleyerek kolluk kuvvetlerine ve gösteriye katılan insanlara yönelik şiddetli saldırılar, Ukrayna’daki durumu istikrarsızlaştırmaktır.” diyor.

Denis Monassky, 1500 kadar kişinin protestocularla polis arasında çatışmaları ateşlemeyi planladığını da sözlerine ekliyor.

Ukrayna, Ulusal Polis Teşkilatı Başkanı İgor Klimenko açıklamasında, Protestocu grupların, huzursuzluk için, bilinen yüklenicilerden “1 milyon Grivna (34 bin 500 dolar)dan, fazla para aldıklarını söylüyor. Eylemlerin ilkini 31 Ocak’ta Kiev’deki Ukrayna devlet başkanlığı önünde gerçekleşeceklerdi.” diyor.

İçişleri Bakanı Denis Monassky, 31 Ocak’ta Kiev’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilere yaptığı açıklamada, şüphelilerin önceki gün yakalandığını söylüyor. Tutuklamalarla ilgili teşvik edenleri ve tutuklu sayısını  açıklamıyor!

Bu arada Türkiye’nin arabuluculuğu Türkiye Televizyonları dışında pek yankı bulmadığı yorumlanıyor. Bölgedeki  konumu Türkiye’yi uyuşmazlıkları giderici açısından önemli kılmaktadır. Rusya Ukrayna arasında bölgede her iki devletle de ilişkileri önemli çizgidedir. Orta Doğu Projesi ie Karadeniz Projeleri stratejik konum bakımından farklılıklar taşımaktadır. Burada Gazi Mustafa Kemalin “Yurtta Sul, Cihanda Sulh” düşüncesi ile NATO’nun konuşlanmadığı konumda Türkiye’nin tarafa, değil Sulhtan yana çabası önem taşımaktadır.

Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın