Datça’nın en güzel koylarından biri olan Kargı Koyu son günlerde kamuoyunun gündeminde; konuşuluyor, tartışılıyor. Bu tartışmaları dikkatle izliyoruz, zamanı geldiğinde sözümüzü söylüyoruz, halkımızın, Datça’nın lehine, yararına olan iş ve işlemleri destekliyor, aleyhine olanlara karşı çıkıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya platformlarında, bazı yerel muhalefet partilerinin ilçe örgütü yetkilileri yer yer nezaket ölçülerini aşan, siyaset dilinin düzeyini düşüren, Kargı koyu gerçeklerini çarpıtan, birbirine karıştıran açıklamaları oldu. Esasen Datçalı hemşerilerimizin her şeyi bildiğini ve gördüğünü düşünüyoruz. Ancak, gerçeklerin çarpıtılmasını kabul etmediğimizden bu açıklamanın yapılmasının da gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Kargı Koyunda plan değişikliği yapılan iki alan var, bunlardan birincisi mülkiyeti hazineye ait olan ve 2010 yılında özelleştirme program ve kapsamına alınmış olan 128 dönümlük arazidir. Diğeri ise bu alanın güney doğusunda kalan ve halen yerleşim alanlarının ve ticari işletmelerin bulunduğu, mülkiyeti daha çok kişilere ait olan alandır.
Öncelikle şu hususun altını çizmek istiyoruz; Datça İlçesi 1990 Yılından bu yana 383 sayılı KHK uyarınca ilan edilmiş olan Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde kalmaktadır. Datça’nın tamamında 1/25000 Ölçekli Çevre Düzen Planını yapma, değiştirme ve onama yetkisi, Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında 1 no’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109/c bendi gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmiştir. Bu planın hazırlanmasında ve yapılmasında ilçe belediyesinin hiçbir yetkisi bulunmamaktadır. 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının yapılmasında ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte Datça Belediyesi yetkilidir. Ancak onay yetkisi yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aittir. Dolayısı ile bu planların bakanlık onaylanmadan yürürlüğe girmesi de mümkün değildir.
Mülkiyeti hazineye ait olan 128 dönümlük alanda 05.05.2021 tarih ve 3778 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan ve 06.05.2021 tarihli resmi Gazete’de yayımlanan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı plan revizyonu işlemi bir gece yarısı yayınlandı. Bu plan değişikliği ile ilk defa 1994 yılında yapılan, 2004 yılında revizyona uğrayan 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değiştirildi, 1/5000 nazım İmar planı ve 1/1000 uygulama imar planı yapıldı.
Bu işlem iki noktada hukuka aykırıdır; Birincisi, 2010 yılında özelleştirme kapsamı ve programına alma işlemidir. Bu işlem 4046 sayılı Özelleştirme İşleri Hakkında Yasa’nın amaç ve kapsamına aykırıdır. 2010 yılı itibariyle hazine arazileri bu yasanın kapsamında değildir. Nitekim bu husus daha sonra görüldüğü için 2018 yılında bu yasada yapılan değişiklik ile hazine arazileri de özelleştirme kapsamına alındı. Ancak bu değişiklik de yasanın asıl amacı ile çeliştiğinden hukuka aykırı olduğu ortaya çıkmıştır.
Günümüzde, kamu arazilerinin, kamuya ait ekonomik ve stratejik varlıkların özelleştirilmesinin halkın yararına olmadığı, sağlıkta, eğitimde, enerjide, tarımda özelleştirme politikalarının halkın, emekçilerin, işçilerin yararına sonuç doğurmadığı ve büyük bir yalan olduğu ortaya çıkmıştır.
Hazine arazisi üzerinde yapılan planlama işleminde ikinci önemli nokta hukuka aykırılık, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına İmar Yasası kapsamında tanındığı ileri sürülen plan yapma yetkisidir. Özelleştirme program ve kapsamına alınma işlemi hukuka aykırı olduğundan buna bağlı olarak tanınan planlama yetkisi de hukuka aykırıdır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılan plan değişikliklerinde inşaat alanlarının küçüldüğünden bahisle güzelleme yapan bazı yerel muhalefet partileri 40 dönümlük plan dışı alanın çevre Düzeni Planının kapsamına alındığından hiç söz etmemektedir. Bu 40 dönümlük alan her ne kadar doğal sit alanı olarak işaretlenmiş ise de Datça ve Muğla’nın birçok başka yerinde yapıldığı gibi sit statüsünün daha sonra düşürülmeyeceğinin bu alanların da yapılaşmaya açılmayacağının hiçbir garantisi bulunmamaktadır.
Bazı yerel muhalefet partilerinin açıklamasının bir yerinde özelleştirme yolu ile yapılacak satışlarda satış bedelinden belediyemize kalacak olan payların peşine düştüğümüz ve derdimizin bu paralardan ibaret olduğu gibi başka bir çarpıtmaya da yer verilmiştir. Evet, biz CHP İlçe Başkanlığı olarak daha önce 18 dönüm konut alanının TOKİ eliyle satılmak suretiyle bu paylara el konulmasına karşı çıktık, bunu engelledik. Üzerinde her Datçalının hakkı bulunan bu arsaların tekrar Datçalılara iadesini sağladık. Biz bu şekilde Datçalıların hakkını koruduk, Datça Belediyesi bütçesinden kaçırılan her kuruşun Datçalıların cebinden alındığı bilinci ile karşı çıktık, karşı çıkmaya da devam edeceğiz. Bu yağmaya hiçbir şekilde izin vermedik vermeyeceğiz. İktidar tarafından kupon arazi olarak önceden belirlenen nadir koyların plan değişiklikleri ile cazip hale getirilip sonra da özelleştirme yolu ile peşkeş çekilmesine de aynı bilinç ve kararlılıkla karşı duracağız.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak esasen bu noktalardan hareketle hazine arazisinin özelleştirilmek suretiyle kamunun elinden alınmasına karşı çıktık, bu talana karşı çıkan sivil toplum kuruluşlarının demokratik kitle örgütlerinin kısaca Datça halkının yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz.
Diğer yandan bazı yerel muhalefet parti temsilcilerinin bilerek birbirine karıştırdığı diğer plan değişikliği ise hazine arazisinin güney doğusunda deniz ile arada kalan alan ile ilgili olarak Datça Belediyesince hazırlanan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanan plandır. Bu plan çalışmasının hazine arazisi ile ilgili plan değişikliği ile hiçbir ilgisi olmadığı gibi yaklaşık altı yıl önce tamamlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayına sunulduğu halde bir türlü onaylanmayan, bekletilen planlama işlemidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Özelleştirme İdaresince yapılan plan revizyonuna karşı tepkileri yumuşatmak ve bu iki plan işlemini bir birine bağlı gibi göstererek özellikle kafa karışıklığı yaratmak üzere Cumhurbaşkanlığı onay işleminden hemen birkaç gün sonra bu işlemi de onaylamış ve askıya çıkarmıştır.
CHP Datça İlçe Başkanlığı olarak çoğunlukla özel mülkiyet alanlarını, arkeolojik ve doğal dere alanlarını kapsayan ve Datça Belediyesince hazırlanan bu plan ile ilgili olumsuz herhangi bir açıklamamız olmamıştır. Bu husus herkesçe bilindiği halde bazı yerel muhalefet partileri tarafından bu iki husus özellikle bir birine karıştırılmak suretiyle haksız ve hukuka aykırı olan özelleştirme işlemine karşı yürütülmekte olan mücadelenin parçalanması hedeflenmiş, her zaman olduğu gibi kamuoyunu yanıltmaya çalışılmıştır.
Yıllardır özel çevre koruması bahanesini ileri sürerek Reşadiyeli yurttaşlarımızın kentsel sit alanındaki depremle ortaya çıkan mağduriyetlerini gidermeyen Bakanlığın ve bu konuda sessiz kalanların, konu özelleştirme ve yandaşa peşkeş çekme olunca hemen harekete geçmesini yurttaşlarımızın anlayış ve ferasetine havale ediyoruz.
Sonuç itibariyle; Ülkemizde ve İlçemizde siyasetin, ‘eyyyy’ diye başlayan jargonunun yeri kalmamıştır. Bu şirin kasabada hepimiz birbirimizin bir şekilde akrabası, arkadaşı, dostu veya komşusudur ya da olacaktır. Bu yarımada hoşgörünün, yardımlaşmanın, tevazu ve naifliğin, dostluğun ve kardeşliğin, huzurun ve özgürlüğün yaşandığı en güzel ilçemiz olarak kalacaktır.
Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarız. 11. 05. 2021
Pardon! 128 Milyar Dolar Nerede? Aytaç Kurt
CHP Datça İlçe Başkanı