Ülke olarak hala sistem değil de insan odaklı olmamız, bizi her anlamda bir arpa boyu yol almamızı engelliyor. Oysa gelişmekte olan ülkelere baktığımız zaman, ülke sisteminin tıkır tıkır işlemesindeki en büyük etken kurulmuş sistemdir. Yani başa kim gelirse gelsin bu sisteme dokunmuyor hatta üzerine bir şeyler koymanın gayreti içinde oluyor. Bizim ülkemizde siyaset sistem üzerine değil kişiler üzerine endeksli olduğu için, bir partinin yaptığını, diğer parti iktidara gelince hiç düşünmeden diğer çalışmaları çöpe atması ve tekrar sil baştan yeni projeler üretmesi bizim gelişemememizdeki en büyük etkendir. Mesela 18 yıllık iktidarda olan AK Parti, 18 yılda 8 kez Milli eğitim bakanı değiştirmiş olmasına rağmen, eğitimde hala dünya sıralamasının çok gerisinde kalmışız. Nedeni ise belli. Her gelen bakanın eğitim sistemini sil baştan yapması. Aynı durum tarım için de geçerli tabi. Her gelen tarım bakanı, tarım da milat yapacağız diyerek, yıllarca süren çalışmaları bir çırpıda atması bizim tarımda dışa bağımlı olduğumuzu göstermekten başka bir şey değildir. KONTROLLÜ YAŞAM BİZİ GEVŞETMESİN Evet Sayın Cumhurbaşkanlığının yayınlamış olduğu kararname ile bir çok iş yeri yeniden faaliyetlerine devam edecek. Zor günler geçiren esnaf arkadaşlar işyerlerini yeniden açmanın sevincini yaşıyor. Benim korkum esneyen bu kurallarla vatandaşımız umarım işin suyunu çıkarmaz. Bu kadar yumuşayan kurallardan sonra, insanları tekrar evlere kapatmak ya da işyerlerini kapatmak çok zor olsa gerek. Bunca kısıtlamalara rağmen iktidar partisinin kongrelerinde binlerce insanın bir araya gelmesini vatandaşa hiçbir siyasi lider anlatamaz. Özellikle okulların açılması pandemi döneminin en kritik sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. Çocukların, büyükler kadar dikkatli olmasını bekleyemeyiz. Onun için en büyük tehlike onlarda. 2020’Yİ MUMLA ARAYABİLİRİZ! Evet 2020 yılında dünya, başımıza bela olan Covid-19 virüsü ile tanıştı. Ekonomiden sosyal yaşama, sağlıktan insan psikolojisine kadar her şeyi etkisi altına aldı. Dünyada güçlü olan ve bütçe fazlası veren ülkeler hariç, tüm ülkeler ekonomik sıkıntı içine girdiler. Tabi pandeminin etkileri daha yeni yeni ekonomik anlamda gün yüzüne çıkıyor. En son Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2020’nin son iş gücü istatistiklerine göre işsizlik oranı Eylül döneminde yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşti. Ancak iş aramayı bırakanlar da dahil edildiğinde geniş tanımlı işsizliğin yüzde 30’lar seviyesine çıktığı tahmin ediliyor. 2020 sonunda işsizliğin yüzde 14’ler seviyesine çıkması beklenirken, pandemi önlemlerinin kalkması halinde resmi işsizlik oranının hızla yüzde 17-18 seviyelerine çıkma olasılığının yüksek olduğu gözlerden kaçmıyor. Umarım bu kötü senaryoların hiçbiri olmaz ve tüm ülkeler rahat bir nefes alır. Aksi halde bu kötü tablo ilk bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri vurur. Sağlık dolu günler dileğiyle..